Bilim insanları, Çin’in Pompeii'si olarak bilinen Yixian Formasyonu’nda, dinozorların bilinenin aksine volkanik patlama sonucu değil, daha sıradan nedenlerle öldüğünü iddia etti.
Çin'in kuzeydoğusunda yer alan ve dinozor fosilleriyle ünlü Yixian Formasyonu'nda tarih öncesi canlıların ölüm şekli sanıldığından daha sıradan olabilir. “Çin Pompeii’si” olarak bilinen bu bölgede, dinozorların ani bir volkanik patlamayla ölmüş olduğu düşünülüyordu. Ancak PNAS adlı hakemli dergide 4 Kasım Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre bu canlılar çok daha gündelik nedenlerden hayatını kaybetmiş olabilir.
Araştırmacılar, fosillerin iyi korunmasını antik Pompeii’de olduğu gibi ani bir volkanik patlamaya bağlayan teorinin aksine, Yixian Formasyonu'nda kara ve göllerde biriken tortulların ve oksijen eksikliğinin koruyucu etki sağladığını belirtiyor. Columbia Üniversitesi’nden Dr. Paul Olsen, fosillerin ani ve şiddetli olaylardan çok gündelik sebeplerle korunduğunu savunarak bu ölümlerin “mucizevi değil, sıradan koşulların bir sonucu” olduğunu ifade ediyor.
Yürütülen çalışmada, fosillerin oluşum zamanını anlamak için uranyum-kurşun izotop analizi kullanıldı. Bulgular, fosillerin yaklaşık 125 milyon yıl önce, kısa bir süre zarfında oluştuğunu gösterdi. Araştırmacılar, bu süreçte bölgede yağışlı dönemlerin yaşandığını ve tortulların hızla birikerek fosil oluşumunu desteklediğini düşünüyor.
Fosillerin çoğunun bükülmüş pozisyonda olmaması, ani bir patlamadan değil, daha sakin ölüm koşullarından kaynaklanabileceğine işaret ediyor. Bilim insanları, bu hayvanların çoğunun yuvalarının çökmesi sonucu hayatını kaybetmiş olabileceğini ve böylece oksijensiz bir ortamda çürümekten korunmuş olabileceğini belirtiyor.
Araştırmacılar, bölgedeki fosillerin çoğunlukla küçük dinozorlara ait olmasının da bu teoriyle uyumlu olduğunu ifade ediyor. Daha büyük dinozorların ağırlığının yuvaların çökmesine neden olabileceği, böylece fosillerin daha iyi korunmasını sağladığı düşünülüyor. Yixian Formasyonu'ndaki bu yeni bulgular, geçmişe dair sıradan olayların olağanüstü olaylar yerine basit nedenlere dayanabileceğini ve fosil koruma yöntemlerinin daha karmaşık değil, doğal sebeplerle açıklanabileceğini gösteriyor.