Covid-19, influenza (grip) dahil gribal enfeksiyonlarda kalp krizi riskinin arttığı, korunmak için en etkin yolun aşı olduğu belirtildi. Uzmanlar, "Aşıların, kalp krizi sıklığını artırdığına yönelik iddiaların bilimsel bir kanıtı olmadığı gibi tersine aşının bu riski azalttığı ortaya konmuştur." ifadelerini kullandı.
Ankara Şehir Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Sinan Aydoğdu, yaptığı açıklamada, kalp ve damar hastalıklarının dünya genelinde en sık ölüm nedeni olarak ilk sırada yer aldığını söyledi.
Kalbi besleyen damarların tıkanması sonucu kalp krizi geliştiğini aktaran Aydoğdu, krizin göğüs, omuz, sırt, çene ve karın ağrısı ile kendini gösterebildiğini belirtti.
Aydoğdu, "Kalp krizi, en sık hastanın göğsünde çökme tarzında bir ağrı ile başlamaktadır. Bu ağrı, boğaza, çeneye ve sol kola yayılabilir ve terleme görülebilir." diye konuştu.
Kalp krizi gelişmesinden, özellikle 2019 Aralık ayında Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede dünyaya yayılan Covid-19 salgınında uygulanan aşıların sorumlu olduğuna dair iddiaların şehir efsanesi olduğunu söyleyen Aydoğdu, bunu doğrulayan bir bilimsel çalışmanın bulunmadığını vurguladı.
Kanıta dayanmayan bu iddiaların yanlış bir algıya sebep olduğuna işaret eden Aydoğdu, şu bilgileri verdi:"Şu ana kadar aşıların kalp krizini artırdığına dair ciddi kanıtlar yok. Esas Covid-19, influenza dahil gribal enfeksiyonlarda kalp krizi riski artmaktadır. Örneğin, gribe bağlı enfeksiyon geçirilen dönemde kalp krizi riski 6, Covid-19 geçirilen dönemde de 2 kat artmaktadır. Bu nedenle özellikle risk grubunda bulunan 65 yaş üstündekilere, kalp hastalığı tanısı almış olanlara aşı yaptırmaları önerilmektedir."
Aydoğdu, aşılama ile kalp krizi riskinin önlendiğinin altını çizerek, sözlerine şöyle devam etti:"Yaklaşık 600 bin kişi ile yapılan bilimsel araştırmada, Covid-19'a karşı koruyan aşılama sonrasında kalp krizi ve inme sıklığının azaldığı gösterildi. Aşıların, kalp krizi sıklığını artırdığına yönelik iddiaların bilimsel bir kanıtı olmadığı gibi tersine aşının bu riski azalttığı ortaya konmuştur."
Kalp krizi riskinin önlenebilmesi için özellikle risk grubundakilerin eylül-ekim aylarında influenza aşılarını yaptırmasının önemine işaret eden Aydoğdu, "Bu aylarda yaptırılan aşılar, yaklaşık bir yıl o yılki varyantlara karşı koruma sağlamaktadır. Bu varyantlar her yıl değiştiğinden bu aşılar her yıl yaptırılmalıdır. Bunun yanı sıra zatürre aşısı da bir kez yaptırılmalıdır, tek doz yeterlidir." dedi.
Prof. Dr. Aydoğdu, sıcak havanın da kalp krizi gelişmesinde önemli bir etken olabildiğine dikkati çekti.
Vücut ısısının terleme ile kontrol edilebildiğini anlatan Aydoğdu, sıcak hava sıvı kaybına yol açtığından kalbin daha fazla çalışmak zorunda kaldığını söyledi.
Aydoğdu, bu durumda, riskli gruplarda ve özellikle kalp yetmezliği bulunanlarda kalbin çalışma performansı arttığından kriz riskinin de yükseldiğini ifade etti.
Vücuttaki sıvı kaybının, aynı zamanda kanın akışkanlığını da azalttığından kalp krizi riskini arttırdığını anlatan Aydoğdu, "Sıcak havalarda risk grubundakilerin, güneş ışınlarının tepede olduğu saatlerde dışarı çıkmamaları, keten gibi serin tutan giysileri tercih etmeleri ve gün içinde bol sıvı almaları önemlidir." uyarısında bulundu.
Aydoğdu, kalp krizi geçiren bir kişi görüldüğünde ilk olarak 112'ye haber verilmesinin hayati önem taşıdığını vurgulayarak, "Daha önceden teşhis alan hastaların dil altı ilaçları bulunuyorsa o verilebilir ama genel prensip hemen 112'ye haber verilmesidir." dedi.