Çinli bilim insanları tarafından yapılan bir araştırma, 900 bin yıl önce insan nüfusunun neredeyse tükendiğini gösterdi. Uzmanlar, sadece bin 280 üreyebilen insanın kaldığı bu süreci keşfetmenin insanlığın zorlu koşullardaki mücadele ve kapasitesini ve biyolojik gelişimini anlamaya yardımcı olabileceğini söyledi.
Yeni bir çalışma, insan ırkının tarihte Orta Pleistosen olarak bilinen şiddetli bir soğuma dönemine yaklaşırken neredeyse yok olduğunu ortaya koydu.
Doğu Çin Normal Üniversitesi'nden bilim insanları, modern gen soylarına bakabilen ve bunları geçmiş nüfus büyüklüğünü tahmin etmek için kullanabilen bir model geliştirdi.
Araştırmacılar geliştirdikleri modeli, hem Afrikalı hem de Afrikalı olmayan popülasyonlardan 3 bin 154 modern insanın DNA'sını analiz etmek için kullandı.
Science dergisinde yayınlanan çalışmanın bulguları, 900 bin yıl önce sadece bin 280 üreyen birey kaldığını ve soğumanın 117 bin yıl sürdüğünü gösterdi.
Araştırmacılar, bu sürecte insanlığın atasal nüfusunun yaklaşık yüzde 99'unun kaybolduğunu tahmin etti.
Bu düşüş aynı zamanda uzun buzullaşma dönemlerine, deniz yüzeyi sıcaklıklarında düşüşe, olası uzun kuraklık dönemlerine ve besin kaynağı olabilecek diğer türlerin kaybına yol açan iklim değişikliği ile aynı zamana denk geldi.
Bununla birlikte, Neandertaller ve Denisovalılar olarak adlandırılan soyu tükenmiş farklı insan türlerinin de bu dönemde yaşadığı düşünülüyor.
Çalışmanın kıdemli yazarı Yi-Hsuan Pan, bulgularının “insan evriminde yeni bir alan açtığını” ifade ederek, "Bu bireylerin yaşadıkları yerler, yıkıcı iklim değişikliklerinin üstesinden nasıl geldikleri ve darboğaz sırasında doğal seçilimin insan beyninin evrimini hızlandırıp hızlandırmadığı gibi birçok soruyu akla getiriyor" dedi.
Çalışmayı yorumlayan İngiliz insan evrimi uzmanları Nick Ashton ve Chris Stringe ise şunları söyledi:
“Sonuçlar, atalarımızın yaklaşık 930 bin yıl önce başlayan ve neredeyse 120 bin yıl süren ciddi bir nüfus darboğazı yaşadığını gösteriyor. Bu durumun üreyen birey sayısını bin 300'e düşürdüğü ve atalarımızı yok olmaya yaklaştırdığı tahmin ediliyor. Bu çalışma, erken dönem insan popülasyonlarının kırılganlığına odaklanarak, evrimsel soyumuzun neredeyse yok olduğu sonucuna varıyor.”