Küresel ısınma balıkçılığı da etkiliyor. Sinop Üniversitesi’nden Prof. Dr. Osman Samsun, “Palamut kendisini bu zamanlarda gösterir, avlanılması başlardı. Bu yıl gecikti. Henüz kendini göstermedi.” dedi.
Denizlerde av sezonu 1 Eylül’de başlıyor. Ancak sıcak hava ve iklim değişikliği, balıkçılığı da olumsuz etkiliyor. Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlanma Teknolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Samsun, av sezonuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Samsun, “Palamut bu yıl gecikti.” dedi.
“Eylül ayında ilk palamut avcılığı olurdu. Palamudun ardından istavrit, hamsi, lüfer ve diğer balıklar avlanırdı. Ancak günümüzde bu şekilde olmadığını görüyoruz.” diyen Samsun, şunları söyledi: “Küresel ısınmanın, sıcaklık değişikliklerinin, yağışların düzenli olmaması, periyodik olarak yaz aylarında yağan yağmurlarla derelerden ve akarsulardan besleyeceği maddeler olarak bildiğimiz çeşitli planktonlar yağmurlarla denizlere ulaşırdı. Bunlarda her hafta balıkların ağırlıklarına etki edecek şekilde olumlu bir katkı sunardı. Yağışlar periyodik olarak düzenli yağmadığı için lüfer ve palamut balığı büyümedi. Eski yıllarda bu zamanlarda palamut kendisini gösterir, avlanılması başlardı. Bu yıl gecikti. Bu yıl henüz kendini göstermedi.”
Bu dönemde yaklaşık 100-150 gram ağırlığında olan ve tezgahlardaki yerini alan çingene palamudunun görülmediğini ifade eden Prof. Dr. Samsun, “Palamut, göç eden bir balık. Üreme göçü nedeniyle önce Ege'den Marmara'ya, daha sonra Marmara'dan Karadeniz'e geçer. Hopa'ya kadar göçünü sürdürür. Çingene palamudu, palamut ve torik olarak bildiğimiz bu balık 5 kiloya kadar çıkar. Artık son günlerde bu şekilde olmamaktadır. Bunun böyle olmamasının nedenlerin başında küresel ısınmanın, sıcaklık değişikliklerinin, yağışların düzenli olmaması geliyor.” diye konuştu.
Palamudun, yasal tebliğlere göre 25 santimden küçüğünün avlanmasının yasak olduğunu ifade eden Prof. Dr. Osman Samsun, şunları söyledi: “Tüketicilerimizin bu 25 santimden küçük palamut balıklarını satın almamalarını, bilinçli balıkçılarımızın da bunları avlamamalarını ifade etmek istiyoruz. Daha önce yaptığımız araştırmalarda palamut balıklarını, biz 15 ile 47 santim arasındaki boylarda yakaladık. Bunların 34 ile 1288 gram arasında ağırlık değişikliklerinin olduğunu tespit ettik. Yine palamutların en küçüklerinde yüzde 42, en büyük olarak kabul ettiklerimizde ise yüzde 79 oranında et verdiklerini belirledik. Palamudun ortalama ise yüzde 69 oranında yenilebilir eti olan, et oranı yüksek bir balık olduğunu biliyoruz. Böyle kıymetli balığımızın bizden sonraki nesillere de aktarılabilmesi, stoklarının ve popülasyonunun devam etmesi için, ülkemizin yasal mercilerinin almış olduğu kuralla uyulmasının büyük fayda olacağını düşünüyoruz. Balığın küçükse avlanılmaması için balıkçılarımızın buna özen göstermelerini bekliyoruz. Zaten böyle yaptıklarını biliyoruz.”
Prof. Dr. Osman Samsun ayrıca palamudun ardından çıkacak olan istavrit, lüfer, hamsi ve diğer balık türlerinin de stoklarının çok iyi korunması için bilinçli davranılması gerektiğini vurguladı.