"Yunus Emre Oratoryosu", "Op. 9 Özsoy", "Kerem", "Gılgameş" ve "Köroğlu" eserlerinin de aralarında bulunduğu birçok operaya imza atan besteci, müzik eğitimcisi, etnomüzikolog Ahmet Adnan Saygun'un, vefatının üzerinden 34. yıl geçti.
Ahmet Adnan Saygun aramızdan ayrılalı 34 yıl oldu. İzmir Milli Kütüphanesinin kurucularından, matematik öğretmeni Mahmut Celalettin Bey ve Zeynep Seniha Hanım'ın çocuğu olarak 7 Eylül 1907'de dünyaya gelen Saygun, 1912'de eğitim hayatına başladığı İzmir'deki Hadika-i Subyan İlkokulunda müzik derslerindeki yeteneğiyle dikkat çekti.
İzmir İttihat ve Terakki Lisesine 1918'de başlayan Saygun, daha sonra müzik öğretmeni İsmail Zühtü Kuşçuoğlu'nun kurduğu dört sesli koroya katıldı. Öğretmeninin önerisi üzerine, 13 yaşındayken ünlü piyano öğretmeni Rossati'den piyano dersleri almaya başlayan Saygun, 1922'de Macar Tevfik Bey ile çalışmalara başladı ve 1923'te Hüseyin Sadettin Arel'den iki ay armoni dersi aldı. Saygun, 1925'te "Musiki Lugati" eserini Fransız La Grande Encyclopedie'den müzikle ilgili makaleleri çevirerek meydana getirmesinin ardından 1926'da İzmir Lisesinde müzik öğretmeni olarak göreve başladı. Maarif Vekaleti'nin açtığı sınavı kazanarak 1928'de Paris'e burslu gönderilen usta sanatçı, ünlü müzik okulu Schola Cantorum'da Vincent D'Idy, Eugene Borrel, Souberbielle, Amedee Gastoue gibi isimlerden ders aldı. Ahmet Adnan Saygun, 1931'de Türkiye'ye döndükten sonra Musiki Muallim Mektebi'ne, 1936'da ise İstanbul Belediye Konservatuvarına kontrpuan ve teori öğretmeni olarak atandı.
İLK TÜRK OPERASI "ÖZSOY"U KALEME ALDI Saygun, 1934'te yöneten Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını (CSO) yönetirken Atatürk'ün talebiyle, Türkiye'yi ziyaret edecek İran Şahı'na özel ilk Türk operası olan "Op. 9 Özsoy"u bir ay gibi kısa bir zamanda yazdı. Aynı yıl, yine Atatürk'ün talebiyle "Taşbebek" operasını besteledi. "Yunus Emre Oratoryosu"nu 1942'de tamamlayan Saygun, 25 Mayıs 1946'da Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde bu eseri seslendirildi ve büyük başarı kazandı. En önemli yapıtı olarak kabul edilen eser, Cumhuriyet dönemi Türk müziğinin en çok seslendirilen eserlerinden oldu ve sonrasında Paris'te ve New York'ta ünlü orkestra şefi Leopold Stokowski yönetiminde seslendirildi. Bu eserle, çocukluğunda İzmir Kemeraltı Çarşısı'nın Dervişler Caddesi'nde Mevlevi dervişlerden duyduğu ezgileri Avrupa ve ABD'ye, Birleşmiş Milletler'e ve eserin sonradan çevrileceği 5 ayrı dile taşıyan sanatçı, 1946'da Ankara Devlet Konservatuarı kompozisyon ve modal müzik öğretmenliğine atandı. Saygun, 1948'de İnönü Armağanı, 1949'da Fransa Milli Eğitim Bakanlığınca Akademik Nişan, 1950'de Akademi Madalyası, 1951'de İtalya Hükümetince 1. Nişan ve Uluslararası Müzik Sosyetesi'nden Sibelius Bestecilik madalyasına layık görüldü.